English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be wrong v. | hata etmek | ||
The doctors were wrong to condemn the couple. Doktorlar çifti kınamakla hata ettiler. More Sentences |
||||
General | be wrong v. | haksız olmak | ||
What made you think that you were wrong? Haksız olduğunu sana düşündüren neydi? More Sentences |
||||
General | be wrong v. | yanılmak | ||
I could be wrong, but I think it'll rain this afternoon. Yanılıyor olabilirim ama sanırım bu öğleden sonra yağmur yağacak. More Sentences |
||||
General | be wrong v. | yanlış olmak | ||
I knew it was wrong, but I did it anyway. Yanlış olduğunu biliyordum ama yine de yaptım. More Sentences |
||||
General | be wrong v. | hatalı olmak | ||
General | be wrong v. | aldanmak | ||
General | be wrong v. | yanılgıya düşmek |